Felsefemiz
Biz Aydın'lıyız. Marka olarak bu ismi seçtik çünkü bizi en iyi ifade eden kavram Aydın'lı olmak. Ünlü tarihçi Heredot'un "Gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü" diyerek tanımladığı Aydın'da doğduk, büyüdük ve Aydın'ı bize sunduğu nimetlerle benimsedik. Zeytinyağını, incirini, kestanesini..
ancak içlerinden biri tutkumuz oldu; zeytinyağı.
Biz, en kaliteli ürünün en kaliteli içerge sahip olan olduguna inanırız. Bir ürünü kaliteli ürün yapan bu içerik de bizce tutkudur. Bizim tutkumuz, sahip oldugumuz bilgiyi ve kültürü her zaman daha iyisini üretmek için kullanarak, alacagınız her Aydınlı® ürününün en iyi kalitede olmasından emin olmaktır.
İnandıgımız diger bir konu da zeytinyagının üklemizde hakkettigi yerde olmadıgıdır. Aydın'ımıza ve zeytinyagına gönül veren insanlar olarak bu durumu düzeltmeyi misyonumuz olarak belirledik. Bu yüzden hedefimiz, sadece kazancımızı artırmak ya da isimizi büyütmek degil, insanımızın aslında ne kadar degerli birseyi göz ardı ettigini anlamasını saglamak. Onlara zeytinyagımızı, kendi tabirimizle "Altın Hayat Iksiri"ni, sevdirmek ve onları bilgilendirerek farkındalık yaratmaktır.
Biz Kimiz?
Nabi Sabuncu Aydınlı® Zeytinyağları esasen 1945 yılında Horoz Marka adı altında bir sabunhane olarak, "Horoz Memet" lakaplı merhum dedemiz Mehmet Sabuncu tarafından kurulmuştur. 1953 yılında, yine Mehmet Sabuncu tarafından zeytinyağı üretimi başlatılmıştır.
1953'ten 1985'e kadar zeytinyağı üretimi geleneksel taş baskı usulü ile yapılmış, 1985'ten itibaren halen kullanılmakta olan modern kontinü sistem üretime geçilmiştir. Başka bir deyişle, 1985 yılından bu yana ürünlerimizi yalnızca en kaliteli zeytinleri kullanarak, hiçbir ısıl ya da kimyasal sürece tabi tutmadan, en tabii haliyle üretiyoruz. Çünkü bu süreçlerin, her yıl farklı tarz ve zenginlikte bir aromatik profile sahip olan hasatın sofranıza en tabii haliyle ulaşmasının tek yolu olduğunu çok iyi biliyoruz.
Bir aile işletmesi olarak, ürettiğimiz her Aydınlı® ürünüyle ayrı ayrı gurur duyuyoruz. Bu harika nimeti bir kişiye bile sevdirebildiysek ne mutlu bize...